12 Eylül 2009 Cumartesi

Bende Bir Ben Var


Mutluluğun damarına bastık yine� mutluluk ölüm orucunda� zaman zamanın üstüne katlanıyor� bir bir kanıyor bir arpa boyu kabuk bağlamış yaralar� kan sızıyor, vücut parçalanıyor, kokusu; ayazda kalmış kırmızı güllerin mayhoşluğunda�





Hoş geldin� Öyle uzun zaman olmuş ki şöyle doya doya gülmeyeli ve birine kelimenin hakkını vererek �özledim� demeyeli ve yüreğim unutmuş yüreğinin, ananelere konu olmuş konukseverliğini� Gözlerimi kapıya dikmiş bekliyordum aslında, görmemişim geldiğini� Nasıl yaptın bunu, bir yüreğe nasıl sızdın böyle usulca?



Hoş geldin gelmeye de� biliyorsun yerin yok yüreğimde� biliyorum çabalıyorsun� dişi bir kuş gibi çırpınıp duruyorsun ve farkındasın içimdeki fırtınaların her seferinde kurduğun, uğrunda çabaladığın yuvayı dağıttığını� İçim o kadar karanlık ve yüreğim hala o kadar sert ki� bazen hiç neden yokken, hem de ben, yuvalarına yemek taşıyan karıncaları eziyorum, biliyorum �bir karıncayı ezmeye nasıl bir neden olur ki� diyeceksin� ben ona da bir neden arıyorum işte�





Tek tek anlatmak lazım insanlara, gerekirse gözlerine soka soka, gerekirse ağızlarını burunlarını kırıp, kafalarını patlatarak� beğenmedikleri ötekilerin, aslında kendi içlerindeki şeytan olduğunu. Şeytanı kandırıp ortak etmek lazım, ruhlara kıyacağımız kuytuluklara ama karanlık bitmeden şeytan çıkmaz kanlı yatağından ne de olsa�





Hoş geldin� nasıl oluyor da her fırtınadan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi, sanki yeni tanışmışız gibi, her şey için yeniden çırpınmaya� Ah çocuk bu beden o kadar hoyrat ki, o kadar kirli ve karanlık ki� sevdaya yer yok yüreğimin sertleşmiş duvarlarında� güneş bile doğmuyor o topraklarda�



Hoş geldin� gelişinle bir ışık, bir parlaklık taşımaya çalıştıysan da bu karanlık diyarlara, biliyorsun yapabileceğin çokta şey yok bu acıya ve kana susamış kirli coğrafyaya� karanlığa yoldaş olmuş bir hayatın yanı başında bu beden� sen taze, sen körpesin daha� yerin yok sürgündeki verimsiz topraklarda� hoş geldin ama şimdi gitmen lazım çocuk�







Acının damarına bastık yine� acı yanı başımızda refakat ediyor suskunluğumuza� senle ben hep dibe batıyoruz, tamda bu zamanda güz sonunda� Korkuyorum karanlıktan artık�



- korkma�

- sen korkmuyor musun?

- korkuyorum�

- eee?

- eee falan yok ben korkuyorum sen korkma

- nereye varır bunun sonu?

- yeter artık soru sorma, anlamını bulamadığımız onca karanlık arasında�

- hatırlıyor musun son sevişmemizi? Sen ben ve o�

- unutmak mümkün?

- eh işte unutma� nerden çıktı orda tamda en heyecanlı yerde o sözler ağzından?

- ağzımdan işte� ne demiştim ki?

- neredeyse açık ediyordun bizi. Hım� neydi? �bende bir ben var bende içeri��

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder